Pazartesi, Şubat 13, 2006

Arkadaslar iyidir...

Haftasonu evde ayrintilarinin sonra lideri tarafindan aciklanacagi Sincabi tarikatinin ikinci genel toplantisi vardi. Cok ciddi muzakereler yapildi, yeri geldi ictihatlara (cevaplar kitabi, tarih boyunca mutfak kulturu, Beton'un fetis kiabi olan buyuk ayrilik, otomobil ehliyetini elde etmek- kavrama bazinda teori, elle wonnen& eten) basvuruldu, haftasonunun resmi marsi Coldplay- Talk olarak belirlendi (ki belirtmeliyim, Gures Havasi'na pek cok kere tercih ederim bunu, en azindan ilk otuzyedi seferde oyle dusunuyordum) Bu ciddi muzakerelere bu sefer kuru fasulye, pilav, tursu, peynir, cok cok cok fazla bira, cips, zeytin vs. eslik etti.

Cumartesi sabahi maymun gotu gibi kalktik tabii o kadar icince, agir agir agir kahvaltilar edildikten, kahveler hopurdetildikten, acaba ne yapsak, oraya mi gitsek, bunu mu etsek denildikten sonra cok degisik birsey yaparak pazara gittik. Once alisverisler yapildi, erkeklerin kucagina dokme demirden bir tencere- tava verilerek otoparka yollandi, baliklar, meyvalar, sebzeler, Donna'nin onayindan gecmis domatesler alindi. Pazarci amcalardan biri bize acikca olmasa da sizin o domatesleri almaya paaraniz yetmez diyerek hakarette bulundu, yoksul ama gururlu gencler olarak gittik, paramizin yetecegini dusundugumuz domateslerden aldik, Turk zekasiyla adami kandirip kendimiz sectik ayrica. O bok pazarci amca da evine gotursun o pek degerli domateslerini, altindan sanki mubarekler!

Sonra kizlar ve erkekler olarak iki takima ayrilarak huzuru bulduk, Donna'animla komik Turkce- Almanca konusan insanlarin oldugu bir dukkanda konustuklarini duymak icin dakikalarca sac duzlesitirici aletler hayatimizin en onemli ihtiyaciymis gibi davrandik. Donna'ya gore haunda, bana gore eycenem olan baska bir dukkanda cirkin kolyelere bakip utanmadan ayyy iggreenncc bunlar dedik, karnimiz acikti sonra. Daha evvel de bahsedilen HEMA sosislilerinden yemek icin harekete gectiysek de, biz oraya yaklastigimizda sosisler tukendigi icin, hay allah denilerek mayoneze bogulmus patat'lar govdeye indirildi, vicdan sizim sizim sizladi, her lokmayi yerken habire kilo alan metobolizmaya, sismanliga lanet okundu, gozler sucluluk duygusu ve patatesin getirdigi mutluluk ile suzuldu de suzuldu.

Doyamadik gezmelere de ordan da bizim okula gittik, Koray omrunu curuttugu lab'leri gosterdi pencereden, hava karariyordu, usuyorduk, cok uzatmadan sicacik yuvamiza geldik cay demledik. Koray baliklari temizledi, biz ayaklarimizi isittik, Beton bana buyuk ayrilik'i sevdirme seanslarindan birine daha giristi, tam o sirada Amsterdam'dan arkadaslarimiz da geldiler.

Ben o sirada Koray'in balik temizlerken her yere sactigi pullari temizliyordum, kapiyi acamadim, sonra bir de ne gordum? Insanlar cift yaratilmis derler ya, dogru bisi, arkadaslarimizin yaninda getirdikleri arkadasi Arzu, Koray'in kardesinin tipatip aynisi. Butun gece kiza dehset icinde baktik, aaa dedik, Koray kardesini ne kadar ozlemis, onu farkettik. O aksam Cin lokantasina gittik, fasikul fasikul olan menuyle bogustuktan sonra Koray'lan Donna karides yedi, Beton'la ben ordek yedik, bizimkisi sahane ordeklerdi, ama onlarinkinin de sunumu falan sahaneydi. Yemekten sonra bizim her zaman gittigimiz bara, yani de Geus'e gittik, bir gece evvel hayvanlar gibi icince insanin performansi pek zavalli oluyor, iki bira ictik icmedik, Donna iyice hastalandi zaten, cok fazla uzatmadan evimize donduk, Gezelim Gorelim izleyip uyuduk uzatmadan.

Pazar gunu komik bir kung fu filmiyle, egzersiz yapmanin onemi uzerinde konusup bir de hareketler gostererek, baliklari yiyerek, bir daha Gezelim Gorelim izleyerek, gordugumuz heryere, aaa buraya da gidelim, suraya da gidelim diyerek, Cemberimde Gul Oya bolumlerini takas ederek gecti. Hani bir suru sey yapma planiyla baslarsiniz gune, sonra unutur hicbisi yapamazsiniz ya, bu sefer tam tersi oldu. Bir dahaki sefere yapalim dedigimiz herseyi yaptik, Donna bana giderayak orguye baslamayi ve orguyu kesmeyi de ogretti, daha ne isteyim? (Evet bilmiyorum ben orguye baslamayi ve bitirmeyi, onun icin ayni korkunc atkimsi seyi yillardir (aralikli olarak tabii) oruyorum, artik kurtuldum, mutluyum)

Yani diyecegim, haftasonu sahane gecti, uzun uzun konusarak, gulerek, yemekler yiyip, insanlara bakarak, arkadaslarla olarak. Son alti ayda hemen hemen her haftasonumu tek basima gecirdigim icin insan gormek, ozellikle Koray'i hep yanimda gormek sasirtiyor beni, ama insan guzel seylere cabuk alisiyor, ben cok sevdim bunu, en yakin zamanda yine yapmali.

13 Şubat, 2006 13:16, Blogger Donna Quijote boyle dedi...

kibar arkadasim benim, düsünceli arkadasim. kac porsiyon patates yedigimi, cirkin emellerime (duble duble patat) ulasmak icin onlara nasil eziyet ettigimi, beni yataktan cikarmak icin nasil mücadele etmek zorunda kaldiklarini, hastayim diye mizmizlanip kendisine naz yaptigimi, utanmadan en son kapidan cikarken bile geri dönüp "hani vitamin icirecektin sen bana bi daha" dedigimi nasil da zarif atlamis. dünyanin en yüzsüz misafiri ilan ediyorum kendimi. ve tabii ki de yine yapmali! :)

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat