Cuma, Eylül 08, 2006

dilli düdükler

Hiç durmadan konuşuyormuşum gibi geliyor. Annemle ve ablamayım ya, ayların acısını çıkarıyorum resmen. Aylardır kullanmadığım ses tellerim yorgun, helak oldum konuşmaktan. Hele insanın annesi benimki gibi ultra sosyal bi insan olunca bütün günü bir takım insanların (adanın mısırcısından hediyelik eşya dükkancısına kadar) nereli olukları, varsa çocukları onların ne yaptıkları vs. vs. yi dinleyip öğrenerek geçiyor.

Diyorum bazen nedir, evlatlık mıyım ben? Annemin yeni bi insan tanımak için sonsuz bir enerjisi varken ben nasıl oldu da böyle oldum? Yabani eşşek miyim neyim? Bir zamanlar arkadaşlarım vardı benim de, şöyle bir dışarı çıktığımda cumartesi gecesi tanıdıklara selam vermekten yorulurdum, ne ara böyle oldu bu iş hatırlamıyorum ki. Zor geliyor insanlar, zor.

10 Eylül, 2006 20:50, Blogger deryik boyle dedi...

ben küçükken o kadar üşenirdim ki insanlarla tanışmaya, annem okulun ilk gününde benim sınıfımdaki her çocukla tanışmış, kendince uygun olanları saptamış ve benimle tanıştırmıştı. şimdi de sıfırdan kendimi anlatmaya çok üşeniyorum bazen.

 
11 Eylül, 2006 11:00, Blogger Ilgaz Gürses boyle dedi...

Annemin her sene edindiği "yakın" arkadaş sayısı benim hayatım boyu tanıdığım insanlardan fazladır. Ben de soruyorum bunun nedenini kendime, bulamıyorum. Seneler önce yazlıktaki arkadaşlarımla da önce annem tanışmış sonra beni tanıştırmıştı. Çok utanmıştım ama bana kalsa hala kumda tek başıma kaleler yapıyor olurdum. Off, sosyallik ne zor şey!

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat