Salı, Temmuz 11, 2006

zipor askina

Pis ter- kokulu, temiz- dunyanin parasi, cehennemin dibinde, nerdeyse Almanya'da, oylesi, boylesi derken nihayet gonlumuze gore bir spor salonu bulduk. Gormemisin salonu olmus misali gecen haftadan beri neredeyse her gun gidiyor, kovalarca ter akitiyoruz yurume bantlarinda, orada ve burada.

Dahasi -henuz karsilasmadik ama- sevgili arkadasim, gizli Turk Veracan da ayni salonda pilatese gidiyor. Hocasi tatilden donsun birlikte takilacagiz, bir tas bes kus hesabi birazcik gorusecegiz de.

Herseye hizla alistim, acik dus olayina bile. Hayatim boyunca gormedigim kadar ciplak kadini bu iki haftada gordum ama sarsilmadim. Dun gozunu bana dikmis bakan bir kiza az kaldi girisecektim ki kendimi tuttum.

Bacaklarim ilk gunlerde deliler gibi agridi, on kiloluk agirliklari zorlukla kaldirdigimi goren kitik sacli italyan ficut gelistirme hocasi benimle dalga gecti, Koray'in gobegine pis pis bakarak mekik aletini gosterdi, ama ben bu isi sevdim.

Ha tabii kicindan terler akarak kosup kosup 15 dakikada sadece iki dilim ekmek kadar kalori yaktigini bilmek epey sinir bozucu ama olsun.

Dun azicik alisip etrafa daha rahatca bakmaya baslayinca komik bir cins insanin oldugunu farkettim: spormanyaklari. Bunlar hep ama hep oradalar, hic cikmiyorlar o gym'den. Cok yardimsever insanlar, benim aletlerle bogustugumu gorunce hemmen yardim ediyorlar, yanlis kullanirsam bir aleti gelip duzeltiyorlar, nereli oldugumu soruyorlar, ilgileniyorlar. Bembeyaz ve kassiz, gobekli vucuduma bakip aciyorlar falan filan iste. Bu cinslerin tuhaf bir aliskanliklarini dun kesfettim, kendilerine, kaslarinin sisisine falan bakarken kendilerinden geciyorlar bunlar. Dun adamin teki bana nasil vertical row'u kullanacagimi gosteriyordu, bak boyle boyle yapacaksin derken, aynadaki goruntusune daldi, birkac dakika kol kaslarinin guzelligini seyretti. Sonra yaninda dikilen, isine devam etmek isteyen beni gordu de toparlandi.

Vallahi ve billahi gulmedim adamin suratina. Kendimi tuttum.

Sonra orada baska bir aletle calisan Koray'a yetistirdim hemen bu olayi o zaman guldum ayica.

Simdi de size anlattim, icimin yaglari eridi. (Yani keske bunu her dedigimizde gercekten erise, di mi?)

11 Temmuz, 2006 13:24, Blogger Quentins boyle dedi...

:D Bu arada nasıl özendim sana, ne güzel sporunu yapıyorsun her gün. Benim de yapmam gerek ama nerdeee, sorumsuzum bu konuda. Haftasonu farkettim de artık yediklerimden daha fazla kısmam mümkün değil, bu durumda tek çare spor gözüküyor :( Aslında şu an şirkette masa başında oturmaktansa bir spor salonunda deli gibi antreman yapmaya razıyım.

 
11 Temmuz, 2006 16:20, Blogger YesilErik boyle dedi...

Ay darisi basimiza Denizcim. Burnumuzun dibinde yepisyeni zipor salonu duruyor, bi kicimizi kaldirip da gidemedik daha.

 
11 Temmuz, 2006 16:55, Blogger me boyle dedi...

ne güsel Denizcan yaaa
aferin size,ben kısa ve min.enerji gerektiren yöntemleri tercih eden bi tembel olarak kutluyorum
bizim kasabada 1 tane var spor salonu (pardon amcalar kendilerine city club diyolar),ablamın zoruyla gidiyodum kışın,haftada 3 gün,neyse hoca kaçtı,yenisini bulamadılar,çok üzülerek gidemiyorum :P
ben uyusam,biri gelse kolumu bacağımı hareket ettirse,1 hafta sonra fit uyansam,olma mııı?

 
11 Temmuz, 2006 18:23, Blogger Cerise boyle dedi...

Aman aman tahtalara vur, ben de zar zor gidiyorum her seferinde. Ama gidince de iyiki gitmişim diyorum :)
Duş konusunda da bizim salona gelenlerin hepsi Hollandalı galiba, çünkü aynen anlattığın gibiler! Yakında anatomi dersi verip, üzerine bir de teşhircilik konulu tez yazacağım sanırım :)

 
11 Temmuz, 2006 19:36, Blogger Minik Patikler boyle dedi...

:) hehe keske erise; bolgesel erise.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat