Salı, Temmuz 18, 2006

Lefties

Koray ikinci dunya savasiyla ilgili birseyleri her izledigimizde ayni seyi diyor. 'Dusunebiliyor musun, simdi bizim sokakta yururken selam verdigimiz, orada burada gordugumuz yaslilarin buyuk kismi bundan altmis sene evvel yahudi kesiyor veya yahudi koruyordu, ne urkutucu degil mi?' Elbette savasi gercekten gormemis bir ulusun evlatlari olarak butun bu hikaye bize hep uzak gelmisti, burada yasayana kadar. Ne zaman Hollanda'ya yerlestim, o zaman ne vahim birsey oldugunu yavastan da olsa anlamaya basladim. Ve evet, bu fikir insana hafifce bir urkuntu veriyor, etrafta gordugum temiz yuzlu sirin gorunuslu pinpon amcalar takatleri olsa kim bilir benim gibi bir 'karakafa'ya neler yapar diye dusunmuyor degilim.

Ama benim daha da inanamadigim baska birsey var. Dusunsenize bundan otuz yil evvel, dunyanin pek cok kosesinde, ayri ayri milletlerden, dinlerden, irklardan ve kulturlerden gelen bir suru insan devrimin az ileride, kosede bir noktada olduguna, devletin kisa bir sure sonra yok olacagina, hepimizin imtiyazsiz, sinifsiz, sahane bir sekilde yasayacagimiza gonulden inaniyordu. Bunun nasil olacagi, kanli mi tatli mi olacagi, gecis doneminde yasanacak pratik problemlere dair sorunlar ne de olsa 'teferruat'ti.

Son iki haftadir pazartesi aksamlari harika bir belgesel izliyorum BBC'de. Lefties, Ingiltere'deki sol hareketlerinden, o donemdeki insanlarin deneyimlerinden bahsediyor. Ortayasli teyze ve amcalarin genclik resimlerindeki ofke, heyecan ve adanmisligi gormek kendimi cok tuhaf hissettiriyor, bir yerlerden cok tanidik gelen seyleri baska bir dilde duymak da. Teyze ve amcalarin kilik kiyafetlerinde, evlerinde, simdi yaptiklari islerde tanidik, bildik bir seyler var. Anneme, babama, okuldaki hocalarima benzeyen birseyler. Onlarin da yuzunde ayni ifade var gercekten boyle birseyin olacagina simdi de inaniyor musunuz diye soruldugunda, mustehzi, acimayla karisik bir gulumseme.

Gulumseme kismi sonradan eklenmistir herhalde, yasin ve tecrubenin getirdigi birseydir, eminim insan yillarini verdigi hayali - ne kadar olmayacak bir sey de olsa- gozunde catir catir yikilirken ilk baslarda gulumsemiyordur.

25 Temmuz, 2006 01:40, Blogger Parizyen Ay Lambasi boyle dedi...

ne guzel olmus bu yazi boyle,
tuylerim diken diken oldu. gercekten de olayin vehametini bilmiyoruz turkiye'deyken. buralara gelip de, siyah beyaz fotograflarda, arbeit macht frei yazan konsantrasyon kamplarinda, "bu binada yasayan x su tarihte, su saatte alikonulup su kampa gonderildi" tabelalarinda yakaliyoruz o huznu.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat