Çarşamba, Mayıs 03, 2006

mikrofiberin hastasiyim


Annem: Kizlarini on kusur yil boyunca kazli tepsiyi ya da uzerinde Ingiliz askeri resmi olan tepsiyi basasagi yerlestirdikleri icin, havlulari yeterince gergin asmadiklari icin, copun icine daha yeni yerlestirdigi torbaya cop attigi icin, copun icine yeni yerlestirdigi torba kirlenmesin diye yerlestirdigi torbaya cop attigi icin, (ay yazamayacagim icim sisti, ama onun da bir kati daha olan torbaya cop attigimiz icin) evden cikmadan hali sacaklarini hali sacagi taragiyla taramadigimiz icin, yere saclarimiz dokuldugu icin azarladi, kinadi, cemkirdi, ziv ziv etti, gevgevledi.

Annem: Bir insandan bahsederken dusun, onun evinde havlular gergin asilmiyordur bile, buzdolabinin kapagi yagli yaglidir diyen bir insan.

Annem: dunyanin en sacma alisverislerini cantasindan olmayacak bir yerde cikarabilecek tek kisi. Londra'da buyuk patronunun evindeki yemek davetine giderken yol uzerinde et pisirirken yaglarini sicratmayan tel kapagin siyahini gorunce dayanamayip alan (hani onlarin metal renkli olanlari lekeleniyor, kotu gorunuyor, siyah olanlari cok zor bulunuyormus da onun icin) elinde o essek kadar tel kapakla adamin evine gitmeye cekinmeyen annem. Erzurum'dan kahvalti takimi, Izmir'den hirka, Ankara'dan sac tokasi (o sirada hepimiz de kisa sacliydik ama olsun) yuklenip gelen (cok guzel cicekleri varmis), alisveris yaparken suuru kapanip aldigi seylere sonradan anlam veremeyen annem. Poset cay icmedigi halde evinde poset cayi kullandiktan sonra birakabilecegin kucuk tabak takimi alan annem. Tunus'tan banyoyu tamamen kaplayacak kadar fayans alip gelen annem.

Annem Enschede'ye gelir gelmez sehirde yapilacak tek aktivite olan alisverise gonul verdi. Iki gun icinde sehirde benim varligini bilmedigim tuhaf dukkanlardan garip garip seyler getirmeye basladi: Dis macunu tupu sikacagi, rafadan yumurta makasi (ki basli basina bir yazi, hatta bir 'sinifsal statement olarak rafadan yumurta makasi' baslikli bir makale konusu bu esya) ocak cakmagi gibi.

En buyuk ve en onemli kesfi olan mikrofiber bugunlerde bayan Lacivert Havlu ve cevresinde sevinc cigliklariyla karsilaniyor. Su yukarda gordugunuz el kadar bez megerse Turkiye'de ates pahasi, burada uc on paraymis. Celik esyalari piril piril parlattigi gibi toz alirken hic hav birakmaz, insani sinir etmezmis. Mikrofibersiz ev, ev degilmis. Olldu, annecim.

Evet, camasir suyuna ablam da ben de ozel bir baglilik gosteriyoruz, evet 'soyle bir yer sileyim' gibi bir kavram var hayatimizda annemden ogrenilmis, evet, ikimizin de kapisinda lacivert havlu var ama bu noktaya gelir miyim, gelirsem Koray ne yapacak merak ediyorum. Gorecegiz.

03 Mayıs, 2006 22:08, Blogger Cerise boyle dedi...

Annen boğa burcu mu Deniz? Beni anlatmışsın bu postta çok teşekkür ederim :) Yaptığım garip alışverişleri yazsam kitap olur kitap :)

 
03 Mayıs, 2006 22:35, Blogger tavsan boyle dedi...

olma Deniz oyle yaa. ama annen hakikaten ayri bir kisilikmis bu konuda, benim annemden betermis:) lacivert havlu??

 
05 Mayıs, 2006 03:59, Blogger uzaktan boyle dedi...

benim annemde burdan microfiber bez almisti birkendisine bir de bana :) gerci ben nerdeyse hic kullanmiyorum ama.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat