Perşembe, Mayıs 18, 2006

it's not easy to be green

Tuhaf zamanlarda yasiyoruz. Hayatimdaki endiselerin, utanclarin bir kismini mesela babanneme anlatsam 'amaaaan' derdi, 'isin gucun mu yok kizim?'. Hani gercekten isimin gucumun olmadigi acikli gercegi bir yana, uzerinde dusundugum seyler bundan elli sene evvel olmayan, kimsenin sallamadigi kavramlardi.

Copleri ayiriyorum, kagitlari, siseleri, organik copleri, falan filan. Evimi fazla isitmiyorum, Turkiye'den gelen herkes ve Vera'nin kici donuyor evimde ama onerilen buymus, hem usumuyoruz biz. Toplu tasima araclari kullaniyorum, hatta onlari bile kullanmiyorum yuruyorum. Kagitlarin her bir yancigini kullaniyorum, param yettigi kadar organik urun kullaniyorum, hayvanlar uzerinde test edilmis urunleri secmiyorum, naylon posetleri defalarca kullaniyorum. Camasir makinemi dusuk isida, indirimli enerji saatinde calistiriyorum. Hepsinden daha onemlisi sadece Hollanda'da yasadigim icin essek yukuyle temizlik, cevre, surdurulebilirlik ve su vergisi oduyorum. Ama hepsi bu kadar, kusuruma bakmayin.

Surdurulebilirlik askina vazgecemeyeceklerim var: Su kullaniyorum, kullanacagim da. Gavurlarin yaptigi gibi bir deterjanli legene tabaklari batirip cikararak bulasik yikayamam ben, kusuruma bakmayin. (Donnaanim yaninda her bulasik yikadigimda kinayarak bakiyor ama ne yapayim, temizlik baska, cevre baska bisi) Kanalizasyona karisiyor diye tuvaletin icine temizleyici koymamak neyin nesi? Peki camasir suyundan vazgecmek de ne demek oluyor? Tam gevsemisken, uykudan olurken bir de kalkip televizyonu dugmesinden mi kapatacagim yani?

Korkunc bir his bu, yeterince cevre dostu bir hayatim olmadigi icin sucluluk duyuyorum, televizyonu her acitigimda birileri cikip dunyanin alacagi korkunc hali anlatirken sanki protokolu ben sahsen kendim imzalamamis gibi hissediyorum. Ote yandan da hadi len diyorum, bu isin esas sorumlusu essek kafali Amerikalilar neredeyse bile tuvalete arabalariyla giderken, dunyanin icine sicarken sen mi kurtaracaksin kizim dunyayi. Bu is senin evde eseledigin coplerle, ugrastigin islerle cozulecek is degil, kasma diyorum, yok yine de icim rahat etmiyor.

Gdiyiorum simdi, biraz camasir suyu ile hasir nesir olmaya. Ardindan markete yuruyerek gidip fair trade ve organik urunleri alayim da bi taraftan verdigim zarari obur yandan gidereyim bari.

18 Mayıs, 2006 20:49, Blogger uzaktan boyle dedi...

aynen deniz :) bi de ben temizlik yaparken kagit havlu kullaniyorum.daha temiz oluyormus gibi geliyor.sonra kullandigim kagit havlulari geri donusum kutusuna atiyorum.bu ne pehriz bu ne lahana iste.

 
19 Mayıs, 2006 16:26, Blogger elif boyle dedi...

biraz alakasiz kacacak ama biz cok severiz kermit'in o sarkisini.

 
20 Mayıs, 2006 23:40, Blogger Mert boyle dedi...

bende dikkat ediyorum burada ama dedigin gibi amerikalilarda sadece karton kutular icin ayirmislar! Cammis, metalmis hic oyle bir ayrim gormedim o bakimdan avrupa daha ileride sanirim cogu bolgeden. Bir de benim yapmamla bisey degismiycek diyorsun ama bu yaziyi yazip insanlari bilinclendirmen bile cok guzel, bana da oyle oluyor bazen hepsini bosa yapiyormusum gibi ama dogru olan bu.

 
22 Mayıs, 2006 11:12, Blogger Doruk boyle dedi...

Ben de elimden geleni yapmaya çalışıyorum ama hep aynı vicdan azabı benim de içimi kemiriyor. Doğaya zarar vermeyen Frosch marka temizlik maddellerine dünya para döküyorum, küveti çok sık doldurmamaya çalışıyorum, poşetleri atmıyorum vs. Ama evden çıkan çöp miktarı tüylerimi diken diken ediyor. Ne yapsam azaltamıyorum üstelik. Siteye şu üç gözlü ayrıştırma kutularından aldırmak istedim, belediyeyi aradım. Şu an deneme aşamasında seneye dediler. Sinir oldum. Yahu ben çöpleri ayırmak istiyorum, alacak kimse yok. Bunlar çöpleri ayrı ayrı toplayıp, aynı yere dökerlerse hiç şaşırmam doğrusu.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat