Çarşamba, Nisan 12, 2006

Onceleri 'onlar' adindan da anlasilabilecegi gibi yekpare ve uzaktaydilar. Sehrin bizim dolasmadigimiz kisimlarinda, Gungoren'de mesela, mesela Eminonu'nunde dolasiyorlardi, zaten koylerinden yeni gelmislerdi, cahillerdi, zamanla 'kendilerine gelir', 'acilirlardi'. 'Biz'le olan iliskileri evlere gelmek, islerimizi gormekti.

Sonra 'onlarin' arasindan ilginc tipler cikti, universiteye 'falan' da gidenleri varmis, 'Bogazici'nde bile' goruluyorlarmis dendi, cik cik edildi, basimizdaki gozluklu sisko'ya icerlenildi.

Benim ilkokulu bitirdigim seneden bir sene sonra 'geldiler', belediye secimini kazanarak. Saclarini her hafta baska bir kizila boyatan, kabuslarimin kahramani Melike hocam gramer dersinin ortasinda, yakinda bunlar hepimizi kendilerine benzetecekler, cok dikkatli olmamiz lazim, cook dedi. Evde 'onlarin' markalarinin tam listesi duruyordu ki yanilip o urunlerden almayalim. (Itiraf etmeliyim ki cikolatali gofret ve nane sekeri deyince takamadim o listeyi, agiz tadi ayri, ideoloji ayri bisey sonucta) Bir sure sonra piyasaya tenekeye basili Ataturk bustu rozetleri cikti, rozetlerin boyutu buyudukce laikligimiz artacak diye dusunduler sanirim 'bizimkiler' ki bir sure hepimiz devv gibi Ataturk rozetleri taktik okul hirkalarimiza. Okulda hocalar ogrencilerine telkin ettiler, ne kaddar Attaturrrkkcccu bir nesil oldugumuzu ispatlamak icin sartti ne de olsa.

Anneler gizli gizli dert ettiler, ickisine ilac atilip da kotu yola dusen kizlar olur ya Turk filmlerinde, 'onlar' da arkadasliklariyla 'bizim' kizlari kandiriyor, kendi saflarina cekiyormus dendi. Falancanin arkadasinin Robert Kolejli, Bogazicili kizini da 'kandirmislar' evlerden uzak, ya bizim cocuklarimiza da olursa dendi, 'noolur noolmaz' diye eve bir Ataturk'un salincakta sallandigi 'insani' resminden asildi, Tokta Hoca'nin Biz bilmemneyi cok sevmistik'inden alindi, Cagdas yasam desteklenip cocuk mocuk okutuldu.

Benim girdigim senede Bilgi tesetturlu kizlar icin yasakli bir yer degildi.Hukuk bolumunun birinci sinifinda 'acik' kizlardan cok 'kapali' kizlar vardi, benim fakultemde 'aciklar' olarak 'biz' cogunluktaydik. 'Kapali' kizlar yanyana oturur, cilginca not tutar, yaninizdan gecerken mutlaka selam verir, ders biter bitmez kutuphaneye kosarlardi. 'Kimseye bi zararlari yoktu' yani.'Onlar'in onlar denilip gecilemeyecek, yekpare bir butun olmadigini ikinci sinifta anladim ben. Okulun etrafindaki cafe'lere girdiklerinde bunlarin ne isi var burda denildigi icin kutuphaneye kapanmayi tercih edenlerinin oldugunu, okulda hocalarin kizlardan herhangi biri zekice ya da parlak bir sey soyleyince 'hayret nasil oldu da sen bunu dusunebildin' diyerek yaklastigini hic farketmemistim o vakite kadar.
Fatih Altayli denilen omurgasiz yaratik sagolsun, bir anda bozuldu isler. Bahar donemi sinavlarina uc bes gun kala denildi ki, okula Yok'ten birileri gelecek, 'turbanlilar' o gunlerde ortalarda gorunmesin, basimiza is almayalim. Gidis o gidis, kizlari bir daha almadilar o sene okula. Ya kafanizi acin ya da sinavlara giremeyeceksiniz dediler. Benim sinfimdaki kizlar her sabah okula gelip ana kapinin karsisindaki cay ocaginda oturup bizim iceri girmemizi, sinavlara girmemizi izlediler. Hayatimda daha cok utandigim hic bir an olmadi iste.

O haksizlik hissidir ki bir daha pesimi hic birakmadi.Sirf benim gorunusum norma uyuyor diye o kapilardan iceri girdim, inancim veya inancsizligim normlara uyuyor diye vaktinde mezun olabildim.'Disarda' kalmis kizlardan daha zeki oldugum icin degil. Nasil bir histir acaba inanc veya ideoloji ne ugruna olursa olsun, boylesine davranislarla karsilasmak, kisiliginle degil de kafandaki ortu ile degerlendirilmek? Onlara 'kapali, gerici' deyip de tek bir gruba toplamak, tesetturlu kizlar calisiyor diye bir yerden alisveris etmemek nasil bir gericiliktir? Bunun sonu ne olacak hakikaten?

12 Nisan, 2006 14:14, Blogger suspect boyle dedi...

ağlıyorum ben... anlaşılmak ne gusel şey,çookk sevdiğim biri tarafından hem de :)

 
12 Nisan, 2006 20:34, Blogger uzaktan boyle dedi...

cok guzel yazmissin denizcigim :) opuyorum seni...

 
12 Nisan, 2006 22:13, Blogger zehra boyle dedi...

katılıyorum sözlerine ayrımcılık her şekliyle ayrımcılıktır ve haksızlıktır.

 
14 Nisan, 2006 21:02, Blogger Minik Patikler boyle dedi...

gozlerim doldu okurken..





ps: maillerim geliyor mu denizcim??

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat