Salı, Ocak 31, 2006

her eve koyun lazim



(Lutfen yagli koyun ile ilgili sakalarinizi kendinize saklayarak okuyun efendim, biz de biliyoruz igrenclesmeyi di mi?)

Koyunlar bizim evin yanindaki parka sanirim iki yil evvel konuslandirildilar. O gunden beri her otobuse bindigimde, indigimde onlari seyrediyorum, hava cok sogukken endiseleniyorum koyunlar icin, park ve bahceler mudurlugunun koyun alimiyla ilgili toplantisinda konusulanlari, toplanti notlarini merak ediyorum.


'Koyuna gitmek' adi verilen hadise Vera ile can sikintisindan oldugumuz bir an basladi aslinda. Evde yapilabilecek herseyi yaptigimiz bir gun parktaki koyunlar aklimiza dustu, biz de gidip onlari rahatsiz edelim bari dedik. Koyuna gitmeseydik telefon rehberinden adi komigimize giden insanlari arayip isletecektik, o kadar cok bos vaktimiz vardi yani.

Bunlar acayip hayvanlar, yanina cagirmak icin ellerini kollarini hizla sallayip gel gel demek gerekiyor, o zaman kosarak yanina dogru geliyorlar. Ilk basta tas atmayi denedik, bu o kadar etkili bir yol degildi mesela, aklinizda bulunsun. Kollari kontrolsuzce sallayip 'geh geh' demek en faydali yontem. (bu noktada milliyetin [sizin degil, koyunun milliyetinin] cok da onemi yok, bakin Hollanda koyunlari Turkce cagrilinca da geliyor)

Sonra iyiden iyiye alistim ben bu ise, hatta parktaki koyunlar sehir merkezi, universitenin kampusu veya rijksmuseum gibi gorulmesi gereken yerler arasina girdi. Gectigimiz haftalarda arkadasim Onur koyunlarin kisa bir filmini cekti, bu arada benim korktugum gibi koyunlarin isiramayacagini, zira dislerinin olmadigini ogrendim, rahatladim.

Ablam geldiginde artik 'koyunlamanin' kompetani olmustum zaten, istedigim gibi cagirabiliyordum hayvanlari. Her ikimiz de bahar aylarinda olmayi, koyunlari bir temiz sampuanlayip, kremleyip temizlemeyi diledik, cok pisler cunku, tuyleri de uzun uzun.

Donna ile Beton geldigi gun ilk defa cesaret ettim de agizlarina dokundum, hakikaten yumusacik koyunlarin agzi, elinize krem surmusseniz cok ilgi gosteriyorlar ayrica.

31 Ocak, 2006 15:09, Blogger AluminyumFolyo boyle dedi...

nasıl ya? hem dişsiz hem zehirsiz... iyi gelmişler bugüne kadar...

 
31 Ocak, 2006 15:56, Blogger koray boyle dedi...

disleri var elbette :) sadece 'kopek disleri' yok. kaldi ki isirabiliyorlar da. cocukken bir koyun tarafindan isirilmisligim var: hayvan istahla elimden bir sey yerken kazayla da olsa isirdi. onun haricinde tamamen mulayimlikten geliyor bu.

ayrica hayvanlari isiran ve tosan olarak ikiye ayirmak lazim; boynuzlari olanlar genellikle isirmaz, boynuzu olanlar (erkeginde veya disisinde olmasi farketmiyor) guzel hoplatabiliyorlar tos vurunca

 
31 Ocak, 2006 16:50, Blogger huysuz boyle dedi...

deniz, ben şunu anlamadım: bu koyunlar böyle süs olsun diye mi salıverilmiş parka ? yoksa bi işe yarıyacaklar mı ilerki zamanlarda?
koyun sevmek çok hoş bi aktivite bu arada :)

 
31 Ocak, 2006 19:45, Blogger Cerise boyle dedi...

Cok sekerler gercekten :) Yanliz ben de de soyle bir sampuanlayip guzelce tarama istegi uyandirdilar :)
Gerrcekten sahipleri neden salmis bunlari parka?

 
31 Ocak, 2006 21:36, Blogger Mert boyle dedi...

bunlarin kuyruklari var mi? yuvarlak mi?

 
31 Ocak, 2006 23:20, Blogger Gün boyle dedi...

huysuzcum tatlıcım'ın sorduğu soruyu ben de merak ettim...

 
31 Ocak, 2006 23:45, Blogger crystalsdreams boyle dedi...

evet evet koyunlar pek uysal hayvanlardır..bizim de kısa süreli de olsa koyunlarımız olmuştur ben küçükken ve kurban bayramı öncelerinde..acıklı görüntülere sahne olmuştur bizim evin arka bahçesi..ahh ah..
peki benim de anlamadığım Hollanda'da hep mi kurban bayramı var:)ya da bu koyunlar niye sürekli ordaaa?merak ettirdin bizi denizcim,noolcak bu koyunların hali cicim:)

 
01 Şubat, 2006 08:24, Blogger mono boyle dedi...

bak işte medeni ülke nası belli oluyo, ne zamandır duruyo koyunlar diyosun, bizde olsa çoktaaan kuğulu parkın kuğuları ve ördekleri gibi bekçiler tarafından tadını merak ettik bahanesiyle kesilip pişirilirlerdi.

 
01 Şubat, 2006 08:26, Blogger Basak boyle dedi...

Yav güzel hikaye bu; hoşuma gitti ama tabii bu koyun arkadaşların neden orada olduğu konusu muallakta olduğu için insanın (o insan benim sanırım sadece) aklına birtakım sorular geliyor; bu koyunlar gerçekten varlar mı, bu koyunları herkes görebilir mi, görmek için ne yapmak lazım..?
Ben biraz daha uyuyayım da ondan sonra bir daha bakayım şu koyunlara, haydi eyvallah...

 
01 Şubat, 2006 10:09, Blogger  boyle dedi...

kıskandırıcam hepinizi ama benim (yani karımın) 2 tane koyunu var. 2 koyunun ikisinin toplam 3 de kuzusu. bu hızla giderlerse 5-6 yıl sonra ufak bi sürümüz olacak.

 
01 Şubat, 2006 10:40, Blogger ycurl boyle dedi...

koyunlari sevmek guzel ama ben de anlamadim neden oraya konuslandirildilar? Hollanda'da boyle istenilen yerlere koyunlar konuslandiriliyor mu?

 
01 Şubat, 2006 11:09, Blogger Deniz boyle dedi...

Ah arkadaslar, siz beni guldurdunuz, Allah da sizi guldursun:) Koyun konulu infial olusmus neredeyse:)Merakinizi hemen gidereyim:

@Huysuz, Cerise, Gun, Crystaldreams, Bona, Basak, Ycurl:Koyunlar parkimizin kadrolu koyunlari, nasil oldu bilmiyorum ama park yapildiktan bir sure sonra bunlari getirip koydu belediye, bir zamanlar iki tane essek de vardi ama onlar gittiler mesela. Yani sahipleri yok, veya sahipleri bir tuzel kisilik, tam olarak bilemiyorum, biz parkin koyunu deyip geciyoruz.

Bir tek, gecen seneki kurban bayraminda birkac gun ortadan kaldirdilar hayvanciklari, sonra yine saldilar, sanirim koyumuzun Turk cemaatinden gelecek saldirilardan korkuyorlardi.

Yani anlayacaginiz koyunlarin parkta 'sus' olma disinda bir islevleri yok, hatta kirkmiyorlar bile hayvanciklari, oyle yun yumagi gibi yasiyorlar. Muhtemelen kirksalar belediye meclisi bir de yunlerin nereye bagislanacagi, nasil degerlendirilecegi gibi fuzuli bir sorunla da ugrasacak diye kendi hallerine birakti onlari. Bu yaz olur da hava cok sicak olursa belki ben gider halk insiyatifi olarak hayvanlari tras eder, rahatlatirim.

Ayrica Basakcigim, evet insan gece karanliginda gorse biraz afallatici olabilir koyunlar,dusun yani otobus duraginin yaninda, karanligin icinde,ooolece duruyorlar. Korkma ama, gercekten varlar, ben gormuyorum onlari sadece:)

Son olarak Mert Ulas: Canim, caniiiim, cok mu calisiyorsun sen bugunlerde? O ne bicim soru Mert:))) Bunlarin kuyruklari var miymis, yuvarlak miymis? Hey yarabiim, sana yakin zamanda bir koyun 101 dersi vermek sart oldu gozum:)

 
01 Şubat, 2006 14:53, Blogger elif boyle dedi...

ne kadar güzel birşey, parka gidince insan doğayla bütünleşme arzusu duymaz mı? duyar, ama bizim burdaki balıkçıllar, ördekler filan hiç böyle sevdirmezler kendilerini. ben belediyenin tutumunu destekliyorum ve diyorum ki biz de istiyoruz vondelpark'a birkaç evcil hayvan. at olsun, inek olsun, keçi olsun...

 
03 Şubat, 2006 08:31, Blogger Oya Kayacan boyle dedi...

Deniz, ülkemizin her çarşı pazarında karşına çıkan sakatat dükkanlarına hiç girmedin diyelim haydi, vitrinine de bakmadın mı? Bir de adi çorbacı dükkanlarında vitrine dizerler başları hani, bööö vaziyetinde ki kırk gün uykusuz kalmayı tercih edersin, uyuyup da kabuslarla uyanacağına. Yoksa Hollanda'da koyunların dişlerini mi çekiyorlar? Bazı manyak kedi sahipleri hayvancıkların tırnaklarını çektiriyorlar ya misali...

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat