Salı, Aralık 13, 2005

Textiel Beat, yaslanmak vs...

Pazar gunu tuhaf bir eglenceye gittik Vera ve erkek arkadasi sayesinde. Endustriyel sehirlerin muzik gruplarinin bol olmasi adettenmis demek ki, eh Enschede'mizin Liverpool'dan, Manchester'dan ne eksigi var, zamaninda burada da uc kisi bir araya geldiginde grup kuruyor, muzik yapiyormus.

60'larda komik saclari, simdi olsa anoreksik diyecegimiz sekilde zavallica zayif vucutlari (bunlar savasin ucundan kiyisindan sahidi olmus insanlar, cocukluklarinda az beslenmisler, belli) komik giysileri ile boy gostermeye doyamamislar ki, ayni eglenceyi ' iki senede bir gun' tadinda olsa da yasiyorlar son 18 yildir, buyuuuk bir alani kiralayip coluklarini cocuklarini da yanlarinda getirerek, sevdikleri muzikleri calip, soyleyip, bol bira tuketip eski gunlerini hatirlayarak. Bu sene de 17 adet, 60'larda lokal olarak meshur olmus grup bir araya gelmis, iki tane salon kiralamis, bu olayi organize etmis.

Salona daha girmeden kapinin onunde Vera'lari beklerken yas ortalamasinin yuksekligi dikkatimi cekti once, sonra anneme ikizi kadar benzeyen en azindan yedi sekiz kadin gorup annemi ozledim. (burada onemli bir parantez acmakta fayda var, annem zamaninda bir arkadasimin cok dogru ifade ettigi sekliyle 'Helga' tipli, sokakta gordugunuz bes Hollandali kadinin ikisine benziyor, sac rengi, modeli, giyim tarzi itibariyle, onun icin insan icine ciktigimizda kadinlarin boynuna atilmak geliyor bazen icimden) Sonra ortayasli Hollandali kadinlarin aslinda ne kadar da hos gorundugunu farkettim, benim yasitim kadinlarin sapsalligi, pasakli hali veya asiri boyali yapay halleri yok onlarin uzerinde, eni konu hos bakimli ve havalilar, bence kizlarina (veya kizlari yasindaki kadinlara) bin basarlar.

Ben bu ortayasli eglenceleri, genclik yad etme olaylarina cok da yabanci degilim, babamin ve annemin ayri ayri bu minvaldeki eglencelerine, mezuniyet toplantilarina, 68'liler gecelerine, bakin hala tasss gibiyiz, catir catir dansediyoruz belimizde disk kaymasi olsa da, hallerine epey antremanliyim. Ama bunu gordukten sonra anladim ki bizimkilerinki bunlarin yaninda epey 'uslu', sakin, eh hadi itiraf edeyim, hic bunu duymak istemezler ama 'ehillesmis' kaliyor. Bizimkiler bu kadar yuksek sese, sigara dumanina falan dayanamazlar mesela, eh saat 16'dan 22'ye kadar ayakta da duramazlar.

Cayir cayir calan gruplar dinledik, Ritchie'nin (Vera'nin manitasi) babasinin grubunun setinde tezahurat yaptik, kocalari calarken (ne kadar, ama ne kadar maskulen birsey rock grubu uyesi olmak, numunelik durumundaydi calan, soyleyen kadinlar, ne sinir) kendilerinden gecen, dans eden kadinlara, babalarini gururla dinleyen, omuzlarina kendi cocuklarini oturtmus adamlara baktik, ilk basta hersey cok guzel, ortam super, arkadaslik harikaydi.

Sonra belediye baskanimiz cikti sahneye, gecenin geliri Sri Lanka'ya gonderileceginden tesekkur etti gelenlere, kendisi de cekildi bir koseye, eglenmeye basladi. Ben Kadir Topbas'i boyle bir sahnede, eglenen insanlarin yaninda hayal etmeye calistim, beceremedim.

Gecenin buyuk act'lerinden biri olan Indeeds ciktiginda artik etraftaki sigara dumani yuzunden bogulmama ramak kalmisti, ortamdaki sarhos miktari gozle gorulur sekilde artmisti. Grup sahnede yerini alinca uc adet Mick Jagger genisligindeki mickjaggerwannabe amcaya bakip karardim ben. Once dusuncelerimden rahatsiz oldum, eglenmeyi, eglenceyi sadece genc, guzel, kirisiksiz, zayif insanlara mahsus birseymis gibi gormeye ne kadar egilimli oldugumu farkedince.

Sonra, daha korkuncu, kendimi hayal ettim, otuz yil sonra, arkadaslarimi dinlerken, biz dans eden insanlar da degildik, elli uc yasimda pogo yapamam ki diye dert ettim. Kendi yasliligini dusunup korkan kac tane 23 yasinda insan vardir bilmiyorum ama bir an cok korkutucu geldi butun bunlar bana. Belki de en iyisi bu yaslanma/ buyume isini buyuk bir sok ile farketmek babam gibi: Ben evlenecekken dehset icinde yazmisti bana, daha dun universiteden mezun oldum ben, ne ara cocugum oldu da evlendi diye.

Icim kararmis vaziyette eve geldim, igrenc sigara kokan giysileri makinaya tikip banyo yaptim, salep ictim, iyi geldi.

13 Aralık, 2005 16:00, Blogger koray boyle dedi...

dikkat ettiyseniz hic kimse "i know what is it to be young" gibi seyler soylemedi orada. "too old to be clean far too young to be broken" diyen de olmadi; "too old to rock'n roll to young to die" hele hic zikredilmedi cunku bunlar hep 'genc' takintilari galiba.

adamlar cayir cayir eglendiler iste ne guzel. kurban olam oyle 'yasli'ya ben, varsin iki yilda bir yapabilsin bunu.

 
14 Aralık, 2005 09:02, Blogger mono boyle dedi...

deniz 23 yaşında kaç tane vardir bilmiyorum ama 25 yasinda olup yasliliktan korkan bi manyak var, yasliligi gec ben orta yasliliktan bile korkuyorum :(((

 
14 Aralık, 2005 10:48, Blogger  boyle dedi...

kötü bişey değil orta yaşlı olmak. zor da değil, kendiliğinden oluyor. ben oldum bile.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat