Perşembe, Eylül 01, 2005

Deniz- o bir sevgi insani...

Zabita haftasinda 'Zabita; o bir kent asigi' diye afisler olurdu eskiden, hala var mi?

Sevgi kelebegi falan degilim, biri bana 'pozitif dusun' derse gidip kafa atmak isterim, icindeki cocuktan bahseden falan olursa acik acik kufrederim. Hanimefendi sanatci falan olmadigim icin utanmam da. Bu kadar zamandir blogumu okuyanlar biliyordur herhalde oyle dunyanin en olumlu kisisi de degilim, en kotu senaryoyu, felaketleri dusunur kendimi yer, bitirir, kendi kendime alerjilerimi ve migrenimi azdiririm. Vehasil, bana sevgi kelebegi demek cok cok zor, son bir iki senede hormonlarim biraz daha duygulu ve aglak biri yaptiysa da beni geneldeki ruh halim kucuk mutluluklar yakalayan degil, felaket bekleyen, olmazsa hafifce rahatlayan ama bir sonraki felaketin olabilme ihtimalini hesaplayan seklinde.

Yine de kardesim merak etmis mutluluklarimi, sayayim:
1) Yazmak. Guzel bir cumle yazmak, bir sinavda cevabini cok iyi bildigim bir soruya dogru durust ve uturuplu bir cevap yazmak mesela. Yarim gun sancisi tutmus kadinlar gibi dolasip sonunda bes dakikada konuyu ozetleyen, fistik gibi bir paragraf yazmak. Gulduren bir sey yazmak. Ilham veren birsey yazmak. Yazip da kurtulmak veya yazmaya doyamamak.
2) Koray'i her aksam kapida karsilamak, asansorun penceresinden yaptigi sacmaliklari izlemek.
3) University Challange veya Mastermind' da sorularin yanitini bilmek. (Hayir cok cok nadir oluyor o bakimdan seyediyorum)
4) 11.11 gibi, 05.05.05 gibi simetrik saat ve tarihler. (Ya biz niye 04.04.04 de evlenmedik ki zaten? Yazik olmus)
5) Ayni baglamda sanirim, bir esitleme hali: mesela cayin son yudumunun, kurabiyenin son isirigina denk gelmesi, piyaz ve koftenin ayni anda bitmesi, yemekten sonra hic bir seyin artmamasi gibi.
6)Abla ile gece disari cikmaya hazirlanmak, 'bakayimnegiyeceksincilik' oynamak. (Aman sakin 'Denizyarinnegiyeyimisegiderkencilik' ile karistirmayin, ondan tiksiniyorum)
7) Levent Carsi'da dolasmak, her yerinde cocuklugumu, liseyi hatirlamak.
8) Kisin annemle cumartesi aksamustu cayi icmek, annemin hirkalarini ve coraplarini giymek, bir el scrabble oynamak, annemin kaybederse eger mizik mizik soylenmesi. (Niye anne ve koca giysileri kendimizinkilerden daha cok isitir?)
9)Babamin ablamla ben konusurkenki, gulusurkenki o 'gur gur gur gururluyum ben' bakislarini yakalamak, 'hay amma da cok sey biliyosunuz siz, kicimin kenarlari' demesini duymak.
10)Annemin evinde, ablamin evinde ve kayinvalidemin evinde istedigim herseyi elimi attigim anda bulmak, o tanidiklik ve daimilik hissi.

01 Eylül, 2005 20:24, Blogger Yoganin oykusu boyle dedi...

Ben senin "beni gercekten ve oldugum gibi sevebilecek bir insanin olduguna inanmiyorum ve bu yuzden de mutlu ve eğlenceli bir evliligin var olduguna da inanmiyorum" sozunu hatirliyorum da..Galiba kotuyu dusunup sonradan mutlu olmak, ya da tersi, olumlu dusunup hayal kirikligina uğramamak icin yapiyoruz bunu..

 
02 Eylül, 2005 08:36, Blogger şugibi boyle dedi...

geçen çocuğu olan, bizimde görmeye gittiğimiz hani. onlar 04.04.2004 de saat 4 de evlendiler. bişey olmadı.

 
02 Eylül, 2005 09:01, Blogger Deniz boyle dedi...

@ Sugibi: Hay masallah o hizla hemmen cocuk yaptilar bi de oyle mi? Bak bak bak?

@ Flower:Tanisiyor muyuz? Hayir oyleyse, eskiden demisimdir, derken kalbim kiriktir falan. O vakitler erkek milletinden toptan umudu kesip lezbiyen olmayi da dusunuyordum, her soyleneni ciddiye almamak gerek.

 
02 Eylül, 2005 10:11, Blogger şugibi boyle dedi...

zaten çocuk yapmak için evlendiler. kızın hayattaki tek gayesiydi bir çocuk sahibi olmak. bzim çocuk da uydu ona. 3. hamilelikde başardılar. bu hesapla bakarsan iç durmadan çalıştıklarını göreceksin ama 4.4.4 lerin bunda etkisi var mıdır bilemiyorum:)

en yakın arkadaşım lezbiyen, oradan biliyorum ki onlarınınkinin de kadın-erkek ilişkisinden hiç farkı yok. bunu neden söyledim. genç dimağlar faydalansın diye. erkeklerde umduğunu bulamayan varsa aramaya devam etsin kısacası:)

 
02 Eylül, 2005 10:30, Blogger Yoganin oykusu boyle dedi...

Denizcim sana kendimi tanitmam icin sanirim "saksi" demem yeterli.. :)

 
02 Eylül, 2005 10:50, Blogger Deniz boyle dedi...

Aman be flower be, aman be! gelinkafa seni:))

 
02 Eylül, 2005 11:27, Blogger Koyubeyaz boyle dedi...

Ya ben devamli Denize sevgi kelebegim gibi mailler atmistim demkki okurken kani falan cekilip disleri uzuyor. Ne biliyim daha once soyleseydin bunu keske baska sekilde yazardim mailleri..

 
02 Eylül, 2005 11:57, Blogger şugibi boyle dedi...

tarihlerle ilgili bişey daha. ben 9/9, annem 8/8, ablam 4/4, babam da nufusunda yazdığına göre- ne kadar doğru bilinmez- 1/1 doğumlu. abimin yok öyle bi numarası. bizden değil zaten kendisi.

 
02 Eylül, 2005 19:56, Blogger yanılsama boyle dedi...

Hormon ve felaket radarı olma ilişkisi sadece kadınlara mahsus tabi. Bir de öfkelenince haklı haksız hormonların azmış gene cevabı almak daha da beter. Ne kadın ne erkek. Gerçekten iki ve üstü kalabalık. Kalabalık da karmaşa. Ya bu deveyi güdersin ya da bu diyardan gidersin...

 
03 Eylül, 2005 09:01, Blogger Gün boyle dedi...

Ben çok sonra farkettim ki aşk böcüğüm 14.02 doğumlu, bendeniz annesi ise 28.04, tam iki katı, uğraşsam denk getiremezdim sanki...
Var mı bir hikmeti henüz göremedik.

 
03 Eylül, 2005 16:35, Blogger Basak boyle dedi...

Benim bir koca var evde, 4. ve 5. maddeleri o yazmış zannettim, ondan başka bir hasta olduğunu bilmiyordum çünkü.
1., 2., 8. ve 9. durumlar da benim tarafımdan yazılmış gibi. Sanırım rüya konusunda da haklısın Deniz. Korkmaya başlıyorum.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat