Çarşamba, Nisan 20, 2005

Istanbulkafa

Pazartesiden beri midem agzimda heyecandan. Hic bir sey yapamadan sadece donecegim gunu bekliyorum. Ha madem bir sey yapmayacaktim ne bok yemeye gecen hafta gitmedim, biletimi daha erkene almadim onu da bilmiyorum, sucluluk duygusundan heralde.

O kadar da hic bir sey degil aslinda, dun ‘yaslilar bilgilendirme toplantisi’na gittim ve alti tane anket yaptim, belki bin kisiye kendimden bahsettim, buraya neden geldigimden, anamin babamin kim oldugundan…Nihayet benimle ayni soyadini tasiyan, buralarin bir anlamda ‘aga’si olan kisiyle de tanistim. Adimi soyadimi soyleyince herkesin ‘aa sen X’in gelini/kizi misin?’ diye sormasindan illallah diyordum artik. Dun epey buyuk bir kalabalik da bir alakamiz olmadigini ogrendi, rahatladim. Dahasi insanlar bir tuhaf, Haccettepe’den gelen uc tane fizyoterapist kiz da burada benimle ayni zamanda anket yaptigi icin, onlarin sorularina cevap verenler beni dinlemek bile istemiyor. Ayri seylerden bahsettigimizi soylesem de, ‘aa, biz daha yeni anket yaptik’ diyorlar. Peki diyorum ben de…

Oradan cikinca deli gibi yagmur yagiyordu, kahveye gitmekten vazgectim, Vera’ya gittim. Bana tuhaf bir corba icirdi, tavuklu, baconlu, bir suru sebzeli ve peynirli. Cok lezzetliydi ama. Sonra da yemek tarifleri yazdirdim ona, yeni giysilerine baktik, konustuk, gulduk. Eve geldigimde Desparate Housewives baslamak uzereydi, depar attim soyunup, makyajimi cikarip, kurulanirken. (yine yagmur yagiyordu donerken, yine islandim) Simdi cok buyuk bir derdim var, bu haftaki bolum (yani dokuzuncu bolum) cok heyecanli bir yerde bitti, Turkiye’de kacinci bolumde dizi? Bir aydinlatin beni, ne olur?

Bugun de birazdan Holandaca dersinin sonuna gidecegim, biraz daha insan yakalamak icin, ardindan kutuphane (Hurriyet Avrupa baskisini devamli okur hale geldim, ne yazik ki) ve kahve...Eve geldigimde yine konusmaktan bikmis, yorulmus olurum herhalde.

Yaslilar evinde neredeyse mukemmel Turkce konusan bir Hollandali teyzeyle tanistim, Streamline kitabindan firlamis gibi giysileri var, Turkceyi de TDK sozlugu veya Devlet Tiyatrocusu gibi konusuyor. Onun dersinden evvel ayrica Turkce okuma- yazma dersleri de veriliyormus buradaki teyzeciklere, duyunca yine fena oldum. Sen gel, Avrupa’nin gobeginde yasa, kendi dilinde okumayi bilme, olacak is degil...

20 Nisan, 2005 11:07, Blogger Vladivostox boyle dedi...

tr'de desperate housewives'ın 10. bölümü yayınlandı dün akşam. hollanda'dan az biraz ileride burası :)

 
21 Nisan, 2005 11:23, Blogger şugibi boyle dedi...

hahha benimde senle aynı soyadlı bir arkadaşım ar, onunla akraba mısınız diye soracaktım:)

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat