Pazartesi, Nisan 11, 2005

Gecmiyor Gunler...

Zaman cook yavas mi akiyor bana mi oyle geliyor? Haftasonu yuzlerce is yaptim, iki gun degil, bir hafta gecmis olmasi gerekiyordu. Koray’i ozledikce, Istanbul’a donusum yakinlastikca vakit gecmez oluyor. Cuma gecesi film izleyip ziril ziril agladiktan sonra Cumartesi sabahi erken kalktim, sozde erkenden kahvalti edip, pazara gidip, gunumun kalanini kitapcilarda gecirecektim. Gel gor ki, kahvalti hazirlarken bir sakarlik ettim, peynir kesecegi ile sag elimin yuzuk parmagini epeyce bir dogradim. O kadar cok kanadi ki, icim fena oldu, istahim kacti, uzun sure televizyona bakarak sakinlestim. Sonra ben kahvalti ederken en sevdigim program basladi, o bittiginde de artik oglen olmustu. Kendi kendime soylenerek sehire gittim, alisveris yaparken hakikaten bu dunyanin tek basina yasayanlara eziyet ettigini farkettim. Her sey cok alinca ucuz, iki kutu yogurt 2 euro iken bir kutusu neden 1.50 mesela? Onu gectim, iki kilo Turk yogurdu alip da yiyecek kac tane Hollandali var ki, satiyorlar pazarda Pinar marka yogurtlari? Sonra baska bir adam bana bir kutu cilek satmayi reddetti, uclu paketler halinde alabilirmisim ancak. Eh, ben uc kutu cilek yersem alerjiden olurum, vazgectim sonucta. Boyle kafasi kesilmis tavuk gibi dolasirken pazaryerinde, almam gerekenleri de unutup iyice verimli (!)hale getirdim gunumu. Hayir, bir de evden cikmadan evvel liste yapiyorum, ona aciyorum en cok. Neyse, yarin gidip meyve alirim biraz, o bahaneyle de disari cikmis olurum. Butun bir hafta eve kapanip, sehrin nufusunun bes katina ciktigi anda sokakta olmak iyi gelmiyor bana.(bkz: gecen haftaki Pazar izlenimlerim) Alisveris sacmalamam bitince Vera ile bulusup Holland Casino’nun kafesinde kahve ictim. Biraz haftalik gelismelerden, biraz tezden bahsettik, sonra da parfumeriye gidip parfumleri denedik, cok hosuma giden iki tane buldum, bir tanesi karpuz gibi kokan Echo, oburu de Noa’nin yeni hali, cicek gibi kokuyor. Eve kosa kosa gelip Charles ve Camilla’nin dugun torenini izledim, izmir kofte ve kepekli pirincten pilav pisirirken. Hic fena olmuyor bu arada kepekli pirinc, yenilebilir bir sey.
Sonra aksam yedi bucukta, sehrimizin sosyal demokrat Turkleriyle tanistim, Birgun gazetesi’nin para isteme, abonelik satma toplantisinda. Kanim dondu Fikri Saglar ve yanindaki adami dinlerken. Sehirli, genc, egitimli olan butun insanlari asagilayip, komplo teorileriyle zenginlestirdiler konusmalarini. Sonra da neden genclik sola sahip cikmiyor diye sasirdilar, neden acaba? Onlarin adina utandim. Toplanti cok uzun surdu, eve geldigimde saat on bucuk falandi, ama gittigime sevindim, bir suru ilginc insanla tanistim cunku. Ben Enschede’de orgutlu bir Turk toplumu gorecegimi sanmiyordum hic, cok da yardimseverler, bakalim kac tanesi benimle anket yapacak?

Pazar sabahi nihayet carsi iznine cikmis Koray efendi ile bir saat kadar messenger munasebetiyle konustuk. Halinden olabilecegi kadar memnun, cok komik bir resim yolladi bana, bloga resim koymama ilkemiz olmasa hemmen yerlestirirdim, ama napalim. Gunun kalani aci verecek bir yavaslikta gecti, camasir yikadim, yemek pisirdim, iki tane film izledim (She’s so lovely ve Bend it like Beckham) kitap okudum, azicik temizlik yaptim, butun gazeteleri okudum, muzik dinledim ve en sonunda hic bir seyin ise yaramayacagini farkedip saat on bucukta uyudum. Bu arada ust katimdaki kizin dun gece ne yaptigini cok merak ediyorum, ya tap dance calisiyor, ya da bir ayagi tahtadan, evin icinde volta atiyor, aksi takdirde boyle seslerin cikmasi mumkun degil cunku. Bu aksam Vera bana geliyor yine, manitasinin Komunist parti toplantisi var, birlikte kurabiye yapacagiz, hem vakit gecer boyle.

11 Nisan, 2005 18:14, Blogger Donna Quijote boyle dedi...

Bu haftasonu benim de sakarligim üzerimdeydi, biri bicakla, biri de kagitla olmak üzere, iki kesik de benim sag elimde var. Gecmis olsun. Senin tatiline de az kaldi hem, di mi?

 
11 Nisan, 2005 18:40, Blogger Deniz boyle dedi...

12 gun! pek tatil olmamasi gerekiyor aslinda, orada da calismaliyim, gel gor ki, Turkiye'deki danismanimin Almanya'ya gidecegi tuttu, onun icin ilk hafta aile ziyareti, ikinci hafta kutuphane mesaisi seklinde gecer sanirim. Yani oyle olursa hayirli olur.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat