Çarşamba, Mart 09, 2005

bir de basim agrimasa...

Dun gayet iyi baktilar bana konsoloslukta, zira "kadinlar gunu" kutlamasinin ortasina dustum. Kadinlar Gunu kutlamak sacma bir sey, nihayet tanistigim Konsolos Bey de bunu ifade etti cok guzel, kadinlar ramazan pidesi gibi bir sey olmadigindan, buna gun tahsis etmek cok da anlamli degil diyerek. Benim bir takim haklarim oldugunu yilda bir gun, benim dogurganligina, milliyetime, namus simgesi olmama referans gosterip hatirlamasin lutfen kimse. Ben birinin kizi, karisi, namusu, bir seyin simgesi olmadan da dayak yemememeyi, yerlerde surundurulmemeyi, esit ucret almayi, terfi edilmeyi hak ediyorum.
Isin acikli tarafi herkesin bati toplumlarindaki esitlik gostergelerini cok ciddiye almasi. Evet, belki calisan kadinlarin orani diger ulkelere gore yuksek burada ama kadinlar hala sadece "esas" islere yardimci, asistan vs. Su anda calistigim kocaman binada bir elin parmaklarini gecmeyecek kadar ogretim uyesi kadin var, bu mu esitlik?
Esitlik icin kurumlar gerekiyor, kadinlarin cocuklarini buyuturken eve kapanmak zorunda kalmamalari, is hayatlarina devam edebilmeleri icin farkli istihdam politikalari, farkli bir yasam tarzi gerekli. Belki Almanya'daki ve AB icindeki kadin calisan kotalari ''hos' gorunuyor ama sorunu cozmekten cok uzaklar. Insanlarin kafasindaki cinsiyet esitlikci Bati kavrami Isvec'in iki sehrini kapsiyor sadece, ne yazik ki. Kalan dunya, kadinlarin yasama eksi puan ile basladigi bir dunya ne yazik ki.
Bu durumda sahsi savaslarimiz, "ben bunu yaptim boyle ozgurum" demelerimiz, ne kadar anlamli merak ediyorum. Temel kavramlarinin, benzetmelerinin, referans noktalarinin problemli oldugu bir dunyada 'kadin' ozgurlugunden bahsetmek mumkun mu?

09 Mart, 2005 19:39, Blogger Mert boyle dedi...

Kadinlarin sadece esas islere yardimci oldugunu yazmisin, cok nadir bir iki istisna disinda bu dogru... Bunun sebebi dedigin gibi mantik olarak bir degisim gerekli ama bazen dusunuyorum, kadinlar da bazen gerekli cabayi gosteriyormu diye... Ben lise de fen okurken sinifimda 4 kiz vardi, universitede muhendislik okurken sadece 3 kiz vardi... Bu kizlardan kac tanesinin ailesi bunlari fen okumaktan alikoyuyor? Kac tanesi karsi cikip engel oluyor ve kac tanesi kendi secimlerine birakiyor... Belki de bazen kadinlar basarabilcekleri halde kolaya kaciyorlar?

Hatirliyorum liseye giris sinavlarinda okullarin erkek ve kiz kontenjanlari farkli olurdu, ve kizlari genelde daha dusuk puanla alirlarlardi, ben bir kadin olsam bu benim icin buyuk bir hakarettir, ben daha mi salagim da daha dusuk puanla aliyorsun beni? beni motivasyonun bumu? Ama simdiye kadar hic bir kadinin bundan yakindigini duymadim. Ikinci ornek: yesil pasaport, erkek cocuklarinin yesil pasaportu 18 yasinda normal pasaporta donduruluyor (artik ailelerinin vekaletinde degiller mantigiyla) ama kiz cocuklarinin yesil pasaportu evlendiklerinde normal pasaporta donuyor (ailesinin vekaletinden ancak evlenerek cikabiliyor yani...) Gene bu konuda da hic bir yakinma duymadim.
Bir keresinde uni.deki kiz arkadaslarimla zorlu sinavlardan birine calisirken sabahliyoruz ve arkadasim su sozu soyluyor sabaha dogru "gencligime, guzelligime yazik surunuyorum buralarda". Surunuyoruz kismi dogru ama niye yazik olsun?

Dedigin gibi bende yurtdisinda bile kadin-erkek esitligini hala yeterli gormuyorum, belki bir kac tabuyu atmislar ama hala tabanda ayni cark donuyor.

Is hayatinda mesela gozlemledigim birsey, nadir kadinlardan biri toplantida soz aliyor, fikrini belirtiyor, daha sozunu tamamlamadan masadaki erkeklerden biri (...) hanim'in demek istedigi su aslinda diye basliyor... Aptal herif hepimizde ayni dili konusuyoruz, senin tercumanligina ihtiyacimiz mi var, yoksa isi sahiplenmek mi istiyosun. Bunlar oluyor gercek hayatta, o ortamda kadin kendini savunmaya calisirsa o zamanda feminist damgasi yada ne biliim itici olmus gibi oluyor, halbuki kadin kendini savunmak zorunda degil, burada konusmasi gereken mudur, mudur dese ki(...) bey birakin da (...) hanim sozunu bitirsin hepimiz sizin tercumanliginiz olmadanda gayet iyi anlasiyoruz dese ne kadin zor duruma duser ne de hakki cignenir. Ama bu mantigin yerlesmesi lazim.

Farkli istihdam politikalari demisin, burada kastettigin isyerlerinde kadinlar icin ozel kontenjan acilmasi mi kastettigin? Eger oyleyse o da biraz garip, hani disabled insanlar icin acilmis kontenjan gibi olur yani, ki bu da bayaa asagilayici birsey.

Son olarak bir kadin nasil ozgur olur? Bulundugu ortamda, calistigi ortamda kadin oldugunu kendi kafasinda bile dusunmezse, bu ufak detay aklina bile gelmezse, dusunmesine gerek kalmazsa... Iste o zaman sen esit oldugunu hissedersin, o zaman kadin muamelesi degil humanist bir yaklasimla 'insan' muamelesi gorursun. Bu dedigim kadinlarin erkeklestirilmeye calismasiyla karistirilmasin... Su anda master programimda bir suru hintli kiz var ve cogu belli yasa kadar erkek kiyafeti giymis, saclari kisa kestirilmis vs. Bu da gercekten hos degil bence. Neyse cok uzun bir comment oldu :)

 
14 Mart, 2005 16:03, Blogger Deniz boyle dedi...

mert beycigim, iciniz ne de doluymus cinsiyet esitligi konusunda oyle:)
farkli taban puan uygulamalari, kotalar gibi mevcut esitsizligi yok etmek icin onerilen cozumler, bunun asagilayici mi oldugu, faydali mi oldugu cok tartisiliyor. ben sahsen bunun modasi gecmis oldugana inaniyorum. kota da farkli taban puanlar da 70'derde belki kadin katilimini hizla saglamak icin faydaliydi.
pasaport ve emeklilik maaslari evlenmemis kiz cocuklarina baki kala bir hak, bu da devletlerin sosyal politikalarinin erkek odakli oldugunun bir baska gostergesi. kadin birinin kizi veya karisi olarak var ki, bekar oldukca bu tur korumalara muhtac. kendi emegini kullanabilecegi dusunulmuyor.
esas soruna gelelim, farkli isdihdam politikalarindan kastim elbette kotalar degildi, farkli calisma duzenlemeleriydi. farkindaysen cocuk yetistirme ile ilgili sosyal haklar hep kadin uzerinden veriliyor. dogum izni, sut izni gibi. bir babanin dogumundan sonraki ilk aylarda bakim gorevini yerine getirmek isteyecegi, beslemek isteyecegi (illa ki meme vermek sart mi) cok da akillarina gelmiyor insanlarin. ab hukugunda son bes yildir 'maternal leave' terimi 'parental leave' olarak degistirildi ve kapsama babalar da alindi ama uygulamada hic bir erkegin patronundan gidip de ben cocuk bakacam diye izin alabildigini sanmiyorum. (sanmiyorum ne kelime, arastirdim, yok iste)
yine bunun gibi, yari zamanli calisma kadinlarin gorevi gibi gorunuyor, hic bir erkek cocuk bakmak icin kariyerinden feda edip uc bes yil cocuk bakmadigi icin, hukuksal anlamda verilen ozgurlukler pratikte asla uygulanamiyor. farkli isdihdamdan kastim, cocuk bakimi, ev isleri, yasli bakimi gibi islerin sadece kadinin gorevi olduguna inanan bir is dunyasi modelinin degismesiydi.

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat