Perşembe, Şubat 03, 2005

hastayim ben

simdi biraz daha iyiyim ama dun aksamustu eve geldigimde beynim kiyma gibiydi, dayak yemis gibiydim. koray'in yeni ofisine tasinmasi serefine yapacagi 'gun' un kurabiyelerini, keklerini yaptim, yatip zibardim. koray bey butun gece sevkatli bir es olarak, ihlamur, ilac, vicks falan getirdi, sabah da ise gitti. ben oglene kadar yataktaydim. simdi hala her yanim agriyor ama yatmaktan biktim artik.
nasil usuttugumu de biliyorum, sali gecesi sinif yemegi icin hocalardan birinin evine gittik, on bes dakika kadar sogukta otobus bekledim. sonra bir de sabaha karsi sicak gelip pencereyi acip oyle uyudum, tam hastalik davetiyesi yani.
ha bu arada yemekten bahsedeyim. vera hanim cok merak ettigi icin zeytinyagli yaprak sarmasi yaptik onunla beraber, bir de pirasa koftesi. artik vera'nin turk oldugundan supheleniyorum, benden daha muntazam sarmalar yapti, olayi iki dakikada kavradi. borc corbasi yapmayi ogrendim. ruslarin imparatorluk olduguna inanmak cok zor, sadece pancar, patates ve havuc uzerine kurulmus imparatorluk mutfagi mi olur?
sonra yemeklerimizi yanimiza aldik, adamin evine gittik ve sok olduk. cok guzel bir ev, buradaki pek cok ev gibi sirtindan yan komsunun evine yapisik (semidetached mi deseydim?) yalniz, adam yedi yildir yasadigi evde ufak bir ayrintiyi atlamis gibi, ev hala insaat halinde! hollandalilar icin cok normal bir durum olabilir ama evin salonu disinda isitmasi yok, odalarin buyuk kismi bos, banyoya daha bir hafta evvel yerlesmis gibi gorunuyor. ha bir de salondaki her perde baska boydaydi, olcu alirken sarhostu heralde. tuhaf ama guzel evin epeyce guzel salonunda bir adet somine, karsisinda da kirmizi kadife bir kanepe vardi. bes kiz yan yana testi gibi dizildik kanepeye. butun gece yine odevlerden ve derslerden konusuldu, muzik koleksiyonu icler acisiydi, yine de farkli bir sey yapmak cok iyi geldi bana. gecenin sonunda zuzanna hepimizi eve birakti, ben de onu yukari cagirdim, bir icki ictik. koray bey bizi biraz eglendirdi, sonra o gitti, biz de yattik, uyuduk.
dun tez toplantilaimizdan ilki yapildi. bizi habire durtukleyen okul yonetimin (biz derken yabanci ogrencileri diyorum) is hollandalilara gelince hali farkli oluyor epey, icimi cok karartti bunu farketmek. ben seneye bir daha okul parasi veremeyecegim icin kicimi yirtarken, allahin hollandalisi once kayak tatilim var, sonra sinavlarima girecegim, belki mayista tez yazmaya baslarim, aman arada siz bana bir staj buluverin deme luksune sahip. sonra da karsima gecip ne kadar gerginsin, acelecisin, rahat ol falan dediklerinde ucarak kafa atmak istiyorum. kulvarlarimiz farkli, hayatlarimiz farkli. ben burada en kisa zamanda bir sey elde etmeye calisiyorum, ogrenciligimin tadini cikartmaya degil. simdi sinirlendim yine:)

04 Şubat, 2005 23:07, Blogger Quentins boyle dedi...

Öncelikle geçmiş olsun Deniz.
Hollandalı öğrencilerin rahatlığıyla ilgili... Aynı şey Almaya'da benim okulumda da geçerliydi. Ben bursum gereği 1.5 senede masterı bitireceğim diye her dönem 7 ders alıp yazın oturup tez yazarken bizim Alman arkadaşlar sağolsunlar final dönemi onarın tatile çıkmayı planladıkları zamanlara denk geliyor diye bazı sınavlara girmeye bile tenezzül etmez, doğruda o derslerden sınıfta kalırlardı.

ama ben yine de sinirlenmezdim hiçbirine, sonuçta bunlar bizim seçimlerimiz değil mi? Sonuçta ben (sanırım sen de) tüm bunları bilerek ve kabullenerek gitmiştim. O yüzde sen hiiçç sinirlerini bozma, bırak başkalarını :)

 

sen de yorum yaz

yorumlari kapat