gunes munes...

hava cook guzel, ilik, gunesli, epey nese verici. cuma aksami tatillerini ocak ayindan planlayan manyak hollandali milleti hakkinda atip tutarken herhalde bu kapali havaya ancak gidecekleri tatilin hayalini kurarak dayanabiliyorlardir demistim, kapali hava falan yok artik. ama yine de tatil planlamaktalar hala, tv'deki reklamlar oyle gosteriyor en azindan. ha bir de, insanlar yeni yil kararlari alirken hep sigara birakir, kilo vermek ister ya, tv de bugunlerde bir suru nutraslim ve nicotinell reklami gormemin sebebi bu galiba.
ben bunlari yazarken vera aradi, yarinki, carsamba ve cuma gunku presentasyonlarhakkinda agladi, ben de teselli ettim, sanki cok iyi bir haldeymisim gibi. gorecegiz bakalim yarin marion kaltagi ne gibi iskenceler hazirlamis bana. marion, siniftaki irkci, sisko, sinir kiz, benimle ayni konda makale yazdigi icin benimkini yorumlamak onun gorevi. basindan beri birbirimizden hic hoslamadigimizdan yarin neler yapacagini merak ediyorum, savas baltami cikardim, boyalarimi surdum, onun makalesini de bu aksam okuyacagim.
haftasonu cuma aksamindan beri yaptigimiz yiyecek alisverisini yerlestirmek, dondurucuyu dolduracak altyapiyi (kofte, eksili kofte koftesi, lazanya sosu) pisirmek ile gecti. pazar yeri cok tenhaydi firtinadan oturu. oyle cok ruzgar esiyordu ki ben bile zor yurudum, zayif biri olsa ucar herhalde. daha acilmamis tezgahlardan birinde kolilerin icinde cok taze kabaklar gordum, aklim kaldi. sonra cumartesi gecesi yine kendini bilime adamis bir nefer olarak yazi yadim, koray da janer pasa'ya gitti. efrasiyabin hikayeleri'ni koray'in elinden kurtardikca okuyorum, cumartesi gece de epey gece kadar okudum. pazar gunu ise "kucuk hanimefendi" esliginde yemek pisirdik, iste dondurmak icin, trt int sagolsun bugun oglen de kezban paris'te yi verdi tekrar. pazar gunu bundan baska biraz daha ders calisarak, aksam da tv izleyip cumhuriyet pazar bulmacasi cozerek huzurrrr icinde gecti. ozlemisim normal, koray'in calismadigi pazarlari.
bu sabah deventer'e gittik, koray'in askerlik islemleri icin, nisan'da gidiyor artik, bir aksilik olmaz ise. konsolosluk o kadar cirkin bir yer ki, ay ne guzel biz burada evlenmistik gibi romantik bir hayal dahi kurdurtmuyor insana, ama deventer iyi, deveter ook guzel, keske bir gun tasinsak oraya. o vakitten beri de evde, yarinki isleri hazirlamaya calisiyorum iste, habire bir sey oluyor, dikkatim dagildi. simdi de yemek pisirmem gerek, hazir aspirator cekerken. nefret bir sey bu, sen hem acik mutfak yap, hem de havalandirmasini merkezi tut. neyse, gideyim ben.

dedi küpkafa Deniz @ 16:14