Pazartesi, Kasım 22, 2004

...

trt int de sabah saatlerinde bir cocuk programi var, ismi kasaba. O kadar sinir bozucu bir sey ki, cocuk olsam, bana bu ucubeyi izlettirseler bir daha iflah olmazdim. programi sunan kisi, yaklasik otuz yaslarinda, ne yazik ki onbes yasinda gibi davranmaya calisan bir adamcagiz. makyajini bol bol yapiyorlar ki kirisikliklari gorunmesin. ama ben goruyorum, onun bu hali bu yasinda bu isi yapiyor olmasi falan icime dokunuyor, belki bir yerlerde tiyatro yapiyordur, baska bir hayati da vardir ama o benim icin kasabayi sunan adam artik, bitti yani. isin fenasi kapatamiyorum da televizyonu, bbc haberleri izlemek de icimden gelmiyor bu saatte. bu ulked, bu trt int ile heba oldum ben, hayatim bir kare olsun unluler ciftligi, gelinim olur musun izlemeden geciyor. nasil gundemi yakalayacagim ki ben artik?
haftasonu uzerinde konusulmaya degmeyecek kadar bayici gecti. cuma gununden beri evden disari cikmadim, iki gun boyunca sadece ders calistim. yemek pisirmedim, temizlik yapmadim, sadece biraz utu yaptim o kadar. odev konularimdan biri kabul edilmis, bu demek ki, ilerleyen gunlerde finlandiya' daki bolgesel ekonomik gelismeler, finlandiya modelinin etkileri hakkindaki engin bilgilerim artacak, hatta paylasabilirim bile buradan:)
bugunku derste kuzu sesli, yasama sevincini oldurucu nico efendi dgil, konuk profesor konusuyor allahtan. vallahi hava cok karanlik, benim de uykum var, mumkun degil uyanik kalamam o derste. hadi simdi gidip kahvalti edeyim, sonra da ev temizleyeyim, okula gidene kadar, faydali olayim yuvama.