Salı, Kasım 30, 2004

ama arkadaslar iyidir...

ne kadar uzakta olursan ol, cok da yalniz hissetmezsin kendini. bugun en yakin arkadasimin dogum gunu, onun yaninda olamamak cok acikli. buna alismam gerekiyor, kimbilir burada omrumu curuturken daha neleri kaciracagim. o da oyle dedi zaten, en basinda ben onu azarlarken. ben herseyi biraktigim gibi biliyormusum. burada zaman iki kat daha yavas, ya da oralari cok hizli, ben hep herseyi kaciriyorum. eve donmek istiyorum, tanidigim, bildigim seylere.
tahtakale'ye, sali pazarina falan gitmek istiyorum selen'le. hava guzel olsun, yuruyebilecek kadar, ama baymasin. o yine sacma sapan bir aletin pesine dusmus olsun, ne bileyim diciturk kutusu, bilmemne anteni, bilmemne kurma kolu, ben de is olsun diye onunla arayayim. tornavida, mezura, toka gibi cok muhim seyler alalim, cay icelim bi yerlerde, mesela kuledibinde. ahlak zabitasi ruh hastasi cayci amcadan yine nefret edelim. (o herif bi kere bi arkadasimin sandalyesine bacagimi dayadim diye bizi uyarmisti, ne bicim bir terbiyesizlikse o yaptigim) tunelle yukari cikalim ya da, pasabahcenin vitrinine, gelen gecene, robinson'a, sergilere bakalim. karnimiz aciksin, manti yiyelim eve gidip, cay icelim, bilmemne bilmemnesi dizisini izleyelim. oyle iste.